örneklerde

• Onun ilhama ihtiyacı yoktu.
  لم ينقصه الإلهام
• Tek eksik kağıt şerit ve konfetilerdi.
  لم ينقص سوى ورق التلغراف
• Boyun kısalmıyor değil mi?
  شحمك لم ينقص حسبما أرى
• Bu sıra temiz, hepsi burada.
  ،هذا الرف سليم لم يُنقص منه شيئ
• Bu durum asla size olan kişisel bağlılığımı zayıflatmadı.
  هذا لم ينقص أبداً من ولائي الشخصي لك
• Nedenini bilmiyorum. Zayıflayamazsa kovulacağından korkuyor.
  لا أعرف,أظن أنها تخشى أن تفصل إذا لم ينقص وزنها
• Dört dörtlük bir hayatı vardı. Harika bir sevgilisi...
  ،كما تعلم، لم يكن ينقصها شيء لديها حيبيب لطيف
• Diyorum sana. Senin için kendisini açık edecek. Bu bir bakireyle yatmaya benzer.
  لم يكن ينقصه الالهام ابدا من قبل الوقت قصة اخرى
• Henüz tamamlamadım.
  لم ينتهى بعد - ينقصه بعض الفنيات -
• Ne kadar sanatsal.
  لم ينتهى بعد - ينقصه بعض الفنيات -